Dünya genelinde artan ekonomik zorluklar, dijitalleşme, sürdürülebilirlik gibi faktörler liderlik becerilerinde köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Özellikle pandemi sonrası hızla dönüşen yeni iş modelleri, yetenekli ve yenilikçi liderlere olan ihtiyaç açığını gözler önüne seriyor.
DataExpert’in yürüttüğü ‘CEO’ların Evrimi: İzole Yöneticilerden İş Birlikçi ve Yenilikçi Liderlere’ isimli araştırmaya göre, birçok şirketin tepe yöneticisi hem global hem de yerel pazarda yaşanan hızlı değişimlere ayak uydurmakta zorlanıyor. Son yıllarda artan CEO istifalarına ışık tutan araştırmaya göre, CEO’ların ortalama görev süresi ortalama 8-10 yıl iken, 2017 yılında bu süre 6-8 yıla, günümüzde ise 5 yıla kadar geriledi. CHRO ve CMO gibi pozisyonlarda ise bu süre 4.5 yıla kadar düşüyor.
Son yıllarda küresel çapta yaşanan CEO değişiklikleri, şirketlerin geleceğini şekillendiren kritik anlar haline gelmiş durumda. 2023-2024 yılları özellikle dünya çapındaki CEO’ların görevlerini devrettiği bir dönemi işaret ederken, bu sürecin 2025 yılında da sürmesi bekleniyor. Bu değişiklikler, yalnızca şirket stratejilerini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda sektörlerdeki dönüşümün de hızlandığını gösteriyor.
Yeni liderlik anlayışı, sadece operasyonel başarıya odaklanmak yerine; psikolojik dayanıklılık, esneklik, empati, stratejik düşünme ve yenilikçilik gibi becerileri ön plana çıkarıyor. Öte yandan CEO’ların daha çevik hareket edebilmesi ve değişime hızlı adapte olabilmesi bekleniyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 İşlerin Geleceği Raporu’na göre, önümüzdeki beş yıl içinde iş dünyası, teknolojik ilerlemelerle birlikte hızla dönüşecek. Özellikle yapay zeka, büyük veri ve siber güvenlik gibi alanlardaki teknolojik adaptasyon becerisi, geleceğin liderleri için belirleyici faktörler arasında yer alacak.
Teknolojide genç CEO
Liderlik anlayışındaki değişim rüzgârının sektörel talepler veya kişisel tercihlerle sınırlı olmadığını belirten DataExpert Genel Müdürü Hasan Altunkaya, sektörlerde yaşanan yetenek açığının CEO istifalarının artmasına sebep olduğunu söyledi. Enerji ve inşaat sektöründe CEO’ların yaş ortalamasının 59, teknoloji alanında ise bu ortalamanın 49 olduğunu ifade eden Altunkaya, yenilikçi yöneticilere duyulan ihtiyacın arttığı bir dönemde değişimlerin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Altunkaya, şöyle devam etti:
“Ekonomik belirsizlikler, değişen iş yapma biçimleri ve artan yönetimsel yükler, liderlik işini eskisinden çok daha zor hale getiriyor. Bu noktada, liderlerin yalnızca şirketlerinin operasyonel başarısını değil, aynı zamanda kendi psikolojik sermayelerini de gözden geçirmeleri büyük önem taşıyor. Psikolojik sermaye, liderin stresle başa çıkabilme yeteneği, öz farkındalık ve duygusal dayanıklılık gibi unsurları kapsıyor. Bugün CEO’lar, geçmişteki deneyimlerinin ve başarılarının yeterli olmayacağı bir dönemin kapılarını aralıyorlar. CEO’lar bu dönüşüm sürecinde kendilerine sormaları gereken kritik bir soruyu unutmamalı: ‘Değişimle ne kadar uyum içindeyim?’ Çünkü değişim, yalnızca dış dünyada değil, içsel olarak da kabul edilmeli. Yeni bilgi ve becerilere açık olmak, liderlik anlayışını sürekli olarak yeniden inşa etmek, bir CEO’nun sadece şirketini değil, aynı zamanda kendisini de geleceğe hazırlamasını sağlar.”
‘CEO değişimleri daha da artacak’
“2024’ün zorluklarının ardından şirketler, 2025’te daha büyük zorluklarla karşılaşacakları beklentisiyle yeniden yapılanma sürecine girebilir” diyen Altunkaya, küreseldeki değişimlere paralel olarak Türkiye’de de birçok büyük şirketin liderlik koltuklarında son yıllarda köklü değişimlerin yaşandığını ifade etti. Altunkaya, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki yıllarda CEO değişimlerinin hızla artacağını öngörüyoruz. Değişimler, sadece şirketlerin yönetim anlayışını değil, aynı zamanda sektörlerdeki dönüşüm hızını da etkiliyor. Türkiye’deki CEO değişimlerine baktığımızda, hem küresel çapta yaşanan gelişmelerle paralellik gösteren hem de sektörel yeniliklere öncülük eden önemli örneklerle karşılaşıyoruz. Bu CEO değişiklikleri, yalnızca kurumların yönetimindeki farklılıkları değil, aynı zamanda liderlik anlayışındaki evrimi de gösteriyor. Şirketler, hızla değişen piyasa koşullarına uyum sağlamak ve büyümeyi sürdürebilmek için liderlikte yenilikler yapmayı tercih ediyor. Türkiye’deki benzer değişimler de dikkat çekiyor ve küresel trendlerle paralel bir şekilde ilerliyor. Bugün, Türkiye’de CEO’lar sadece finansal başarıya odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel ve sosyal sorumlulukları da ön planda tutuyor. Bu anlamda sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm, CEO’ların gelecekteki en önemli odak alanları olmaya devam edecektir. Bu dönüşüm, Türk iş dünyasının küresel rekabetteki gücünü artırırken, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına da katkı sağlayacaktır.”
